İşte uzun süredir
içime oturan karanlığın bir katmeri daha çöktü benliğime… Ne çok alışmışız
kendimize… Ama ne çok unutmuşuz bizi biz yapan, bizi insan yapan şeyleri…
Gönlümüzün uçsuz
bucaksız her köşesinde düşmanımıza bile yer varken nedir bu gaflet? Ne çok muhtacız
meğerse sana… Ömrümüzün saniyelik atışlarına kapıldığımız şu son demlerde, her
anımız beyhude değil mi?
Utanıyorum efendim…
Dünyaya yenik düşmüş ruhum, seni bir yarışmadan yarışmaya hatırlamaktan utanıyor…
Oysa sen ne güzel de umut etmiştin öyle değil mi ?’’beni görmedikleri halde
beni seven ümmetimi görmeyi ne çok isterdim ‘’deyişin yerin dibine geçirdi
suretimi…
Satırlarım çığlığı
bastı adını duyunca… Kim bilir, içinden sana layık olmak için daha beyaz olmak gelmiştir…
Şefaatin… Günahlarımı tartmakta zorlanacak olan, günahlarımdan yük alır mı efendim?
Unutsun artık aklım
her şeyi, avare gezmeyi bıraksın ayaklarım, sussun dilim, dukunsun kirpiklerim birbirine…
Sadece seni düşünsün aklım, sana sadece koşsun ayaklarım, sadece seni ansın dilim,
nuruna secde etsin gözlerim…
Ne zor insan olmak!
Gül olamamak… Kıskanır oldum kırmızıyı… Sen kokamamak bu kadar ağır mı? Kurşun üzerimdeki…
Sensizliğin soğuğunu hissettim…
Ama umudum var ya RASULALLAH…
Senin yüceliğinden insanlığa dağıttığın güneşten, benim karanlığıma bile güneş doğar…
Dilim seni zikrettikçe, yüreğimizin iplerini sana verdikçe nurundan cemreler
düşecek yere…
Yokluğun değil yaşadığımız…
Şüphesiz sen hep buradaydın… Dili senin için dönen herkesin yanındaydın… Sadece
biz göremedik… Varlık et yığınından ibaret değil ki! Benim gözlerim seni görmedi,
ama biliyorum ki sana inanmak da, güvenmek de, varlığının her hücresini
benliğime sığdırdı… Sen eminsin, sen cennetin kapısında adı olan NUR’ sun… Şimdi
sana inanmayan yüzlere haykırmak için neyi bekliyoruz bilmiyorum… Ama eminim ki
sen onları yine şefkatle karşılardın… Sen şefkat peygamberisin…
VE…
Şimdi ne kilometreler umrumda, ne dünya meşaggati… Ben bir
damlacık huzurundan arıyorum efendim! Biliyorum ki onun sebebi de sensin…
Satırlarımın her
harfçiği senin yüceliğinin yanında ezilerek, sızlanıyor… Şimdi hızla dönen ve
kendisiyle bizi de döndüren şu fani dünyadan sıyrılıp beni de şefaatine dâhil
eder misin ya RASULALLAH?